Kalıplaşmış ve halkın diline yerleşmiş bir deyim vardır; “Bütün yollar Roma’ya çıkar” denir. Burada ne yaparsan nereye, nereye gider. sen, neyi amaçlarsan tek bir”Hedefe yönlenmek veya yönlendirilmek gerektiği belirtilmektedir Çağılmızda hedefler değişmiş ve yollar çatallanarak farklı odaklara çıkışlar hazırlanmıştır. Kimi New-York’a, kimi Moskova’ya, kimi Pekin’e kimi de Riyad’a ulaşmaktadır. Hırslar ve çıkarlara göre yol haritaları da farklı ülkeleri yüceltmekte’dir.
Ekonomide de bütün yollar sanayiye çıkmakta Ancak artık bu amaç da farklı sektörlere yönlendirilmek üzere değiştirilmektedir. Kimi ülkeler de Turizm baş köşeye yerleştirilmekte, kimilerin de ticaret önemli bir odak haline getirilmekte kimilerinde hala sanayi üzerinde durulmaktadır. inşaat sektörünün süngüsü düşmüştür. Tarim ve hayvancilik gözlerden uzak tutulmaktadır. Günümüzde finans sektörü ekonominin tapınma mabedi durumundadır. Türev işlemleri ile finans sektörü en fazla kar getiren ve spekülasyonun en yoğun olduğu bir ekonomik alan haline gel miştir. Ancak gözü doymaz, hirsi sonsuz, acima siz ve insafsız kapitalist sistem giderek türev araçlarla yoksulluğu, işsizliği, açlik ve yoksunlu ğu arttırmaktadır. Tüm dünya gelirinin%40’lik bölümü tepedeki%2 tarafından paylaşılmakta, en alttaki%20 yalnizca%1’le yetinmektedir. Küresel kapitalizmin adaleti insanlğı bu nok taya getirmiştir.
Şimdi dönelim yeniden sanayileşmeye ve günü müzün neoliberal politikalarla hızlanan sömürü ve kölelik çarklarına: 2009 yılında dünyada ekonomi%0,6 küçüldü, gelişmiş kapitalist ülkelerde bu küçülme%3,2’ye ulaşti. işsizlik oranlarl ABD’de%10 ve AB bölgesinde ortalama%9,5 oldu. Gelişmekte olanlarda%15’i aştı. 2009’da işini kaybedenlerin says 40 milyonu aşti. Bütçe açıkları artti, bütçe açiğinin GSMH’ya oranlarl ABD’de%11,5, Avrupa’da%6,9, gelişmekte olanlarda%17,2 oldu. 2010 yılı ortalarına kadar gelen veriler henüz toparlanmaya ilişkin işaretleri vermiyor. Kapitalizmin öncü kuruluşları(IMF, Dünya Bankasi, vs.) iyimser tablolar çizmekle birlikte geniş emekçi kesimlere”gül bahçesi vaat etmiyorlar. Edemezler zira çikar yol yalnizca tekeller ve yandaşları için geçerli, emekçiler için değil. Şimdi gelelim Türkiye’nin ekonomik göstergelerine.
2003’ten bu yana neler oluyor ve 2010 yli tahminleri nedir izleyelim Aşağidaki tablodan görüldüğü gibi milli gelirin büyüme hizinin 2003-2007 yllan ortalamasi%6,9 iken, 2008 yıll ile birlikte hizli bir küçülme görülmekte, 2010 yılında%3,7 büyüme oranı beklenmektedir. 2008 yllindan itibaren bütçeden piyasaya yapilan destekler GSYH’nin%0,7’si ile%1,6’si değiş mektedir. Borç stoku, 2003 2007 yıllan arasın da GSYH’nin ortalama%26,5 iken 2010 ylinda%51’e ulaşacaktır. Bu durum ülkenin diş borç ve krediler ile ayakta kaldiğini ortaya koymaktadır yillarin Yatırımları ele aldiğimizda, 2003-2007 da ortalama GSYH’nin%23,2’si kadar yatinm yapilirken 2009’da bu oran%19,9’a düşmekte, 2010 tahmini ise%20,5 bulunmaktadır. Bu yatrımlarda kamunun payi%3,3 ile%3,8 arasinda değişmekte, ozel sektör yatırımlar ise%19,9’dan%16,9’a düşmektedir. Sanayi yatınmlarınin giderek azaldiği görülmektedir. Ülkenin büyüme hizinin artması için toplam yatınmlaran GSYH’ya oranı%30’un altunda olmamalidir.
Milli gelir(GSYH) ve kişi başlna milli gelirde 2009 yilinda azalma olmuştur. 2010 yılında GSYH’nin 641 milyar USD’yi bulacağı öngörül mektedir. Teşvikli yatırımlar 2009’da 19,8 milyar TL civarında gerçekleşmiş olup, bu değer 2003 2007 ortalamasina yakındır. 2010 yılında 21,3milyar TLlik yatirim öngörülmektedir. Teşvikli yatinmlarin büyüme hizu 2003-2007’de%12 olup 2009’da%30 küçülme söz konusudur. 2010’da%7 büyüme tahmin edilmektedir. Sanayide kapasite kullanma oranlan ele alindi ğunda 2009’da%68,9’a kadar düşmekte, 2010 ylinda ise%71.3 ongörülmektedir. ihracat birim değer endeksi, 2003 100 kabul edildiğinde 2009’da 140 ve 2010’da 147 olmaktadır. Bu durum katma değeri düşük ürünlerin ihracatta ağurlikla yer aldığını ortaya koymaktadir Ara mali ithalati birim değer endeksi ise yillara göre düşüş kaydetmekte, sanayinin ucuz ithal ara mali ve ucuz ihracat ürünü açmazl’ varligini sür dürmektedir. Bu gostergeleri diş ticaret ve cari işlemler dengesi ile birlikte ele almak, daha sağlikli değerlendirme yapmamızı sağlayacaktur Aşağıda söz konusu gostergeler aynı dönemler için ayrıca verilmiştir. Tabloda ihracatin ve ithalatun 2009’dan itibaren azalişi ve 2010 tahmini artisi verilmiş, diş ticaret açiğinin 2010’da yeniden 47 milyar USDye yükselişi kaydedilmiştir. Cari işlemler dengesi 2009 yllinda en düşük açığl(18,6 milyar USD) vermekte ve 2010’da yeniden artmaktadır. Bu durum cari açagin kronik hale geldiğini belgelemektedir. Nitekim diş borç faizleri donem 15,3 basinda 8,4 milyar USD iken 2010 yilinda milyar USDye ulaşmaktadir. karşlama oranl Bu tabloda ihracatin ithalati
2009 yilinda%75,5’i bulmakta, 201 ylinda yeni den%71,9’a düşmektedir. Genellikle yüksek tek. noloji ürünleri ile ucuz ara malı ithal eden ülke, düşük katma değerli ürünlerin yoğunlukta olduğu bir ihracat yapisina sahiptir. Sanayimizde Ar-Ge ve inovasyon ağlrliği artmadıkça bu yapinin donüştürülmesi mümkün görülmemektedir. Planlı bir ekonominin, dengeli bir bölgesel kalkunmanin ve daha yoğun sanayi yatırımı öngören bir teşvikli yapisinin egemen olmasi, istihdam odakli destek sektörel yapı ile yüksek katma değerli ürüne bir yönelik sanayilerin bütünleşmesi, ekonominin dengelerini ülkenin gelişme ve kalkinmasina yönlendirecektir.