Sabiha Gürayman 1919 yılında bir subay kızı olarak Manastır’da doğmuş. İlk öğrenimini Beşiktaş Esma Sultan İlkokulunda görmüş. Çocukluk yılları Kurtuluş Savaşının zorlu ve acılı dönemlerine denk gelmektedir. 1925 yılında Nişantaşı Kız Ortaokulunu bitirip 1927 yılına kadar İstanbul Kız Lisesi’ne devam etmiştir.
Kadınların iş hayatına yeni girdiği zamanlarda Atatürk’ün kadınlarında mühendis mektebine alınması isteğiyle İnşaat Mühendisliğini seçmiştir. O yıl ilk defa kız öğrenci alan Yüksek Mühendis Mektebi’ne hocalarının da teşvikiyle başvurmuştur fakat kendisiyle dalga geçmişlerdir. Boşverip şansını denememesini istememişler fakat azimle son anda kaydolduğu sınavda başarılı olup Yüksek Mühendis Mektebi’ne giren ilk kadın adayımız olmuştur. Hocaları, arkadaşları mühendisliğin erkek işi olduğunu düşündüğünden önceleri merakla izleseler de sonrasında kendisine ve diğer mühendis adayı Melek Erbul’a alışmışlardır.
Zamanla erkeklerle spor yapmaya ve aynı takımda oynamaya başlamıştır. 18 yaşında voleybola olan ilgisini Fenerbahçe voleybol takımına katılarak sürdürmüştür. Gürayman sadece ilk kadın mühendis değil, aynı zamanda ilk kadın voleybolcumuz. Üstüne üstlük 1929 yılında İstanbul şampiyonu olan Fenerbahçe erkek takımının kaptanlığını yapmıştır.
1933 Yılında arkadaşı Melek ile ilk kadın mühendis unvanını alarak mezun olup validen diplomalarını aldıklarında, Melek Erbul’un “Şimdi ne yapacağız ‘” sorusuna “Hiiiç. Herkes gibi , onlar ne yaparsa bizde onu yapacağız.” diyerek erkek arkadaşlarıyla aralarında bir fark olmadığının bilincinde, başarıya kararlı bir şekilde yürümeye başlar. Sabiha o yıl Ankara Bayındırlık Baş Mühendisliğine atanır, arkadaşı Melek ise Bursa’ya atanır. İlk çalışma yılların da adı “Mühendis Hanım’a ” çıkar ve kendisinin ağzından anılarını dinlersek : ” Önceleri pek kolay olmuyordu tabi. Odaya giren mühendisi soruyor ve çıkıyordur. Sonrasında alıştılar ve sevdiler de. ” der. Sabiha’nın odacısı olan yaşlı adamcağız iş için gelen bir vatandaşla konuşmasında ” Bu Mühendis adam var ya , bir rapor verdi mi koca bir binayı yıktırır!” diye anlatır. Kısa sürede çevresinde oluşan sevgi ve sevginin saygıya dönüşü açıkça görülüyordu.
Yüksek Mühendis Mektebi 1935’de mezunlarından aralarında en iyi olan mühendisleri şehir dışına göndermeye başlar. İki köprü ihale edilir ve biri Ankara’da inşa edilecektir. Yine ön yargıyla ” dağ başında , şantiyede kadın mühendis olmaz ” deseler de Gürayman azmini burada da gösterir ve kendini kabul ettirir. Daha ilk günlerden çadır ve şantiye hayatına alışmış, yine herkes ona ” Mühendis Hanım” diyor ve sevgi ve ilgi ile devam ediyordu. Pantolonunu ayağına geçirip sabahtan akşama kadar hırsla sevdiği işi yapardı tüm meslektaşları gibi. Pek çok kez inşaatı bırakıp gitmek isteyen işçileri ikna edip geri döndürür ve birlikte başladıkları köprüyü beraber bitirirler. Sonraları çalışmalarını takdir eden Beypazarı köyü halkı Sabiha Rıfat Gürayman’a atfen ismini “Kız Köprüsü” diye anmışlardır.
Bu başarılı çalışması Sabiha’nın yolunu açar ve İmar İşleri Reisliği emrine atanır. Bu görevde birçok okul, hastane, hükumet konağı, halk evi , köprü ve bina yapımında görev alır fakat meslek hayatının en önemli eseri olarak da gördüğü, Atasına kadınların önünü kendisiyle başlayarak böylesine açmasına dair olan minnetini ödeme fırsatını bulduğu Anıtkabir İnşaatında Anıtkabir İnşaatı Başmühendisi olarak 10 yıl süreyle göreve gelir. Anıtkabir İnşaatında bir kadın mühendisin görev alması sadece ülkemizde değil dünya çapında da bir yankı uyandırır. Anıtkabir’i ziyareti sırasında inşaatın başında “Bir Kadın Ha!” diyerek kadın mühendisle karşılaşmanın şaşkınlığını gösterdiği Yunanistan Başbakanı Venizelos, Sabiha Gürayman’ın elini sıkarken ” Hayatımda ilk defa büyük bir işin başında bir kadın görüyorum.Sizi gerçekten tebrik ederim.” demiş ve kendi ülkesinde de büyük bir övgüyle bahsetmiştir. Gürayman, TBMM inşaatında da aynı dönemde görev almıştır. Anıtkabir, nakil töreninden bir süre sonra Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilince Sabiha Gürayman’da Yapı ve İmar İşleri Reisliğin’de Teknik Müşavirlik kadrosuna getirilmiş ve bu görevden de kendi arzusu ile emekliye ayrılmıştır. Çok sonra yapılan bir başvuruyla katkılarından dolayı Gürayman’ın fotoğrafı Anıtkabir Hürriyet Kulesinde yer alan vitrinde sergilenmeye başlamıştır.
Sabiha Rıfat, kendisi de asker çocuğu olduğu için şehit çocuklarının okuması gerektiğini düşünmüştür. Bu yüzdende çalışma hayatında elde ettiği tüm servetini İstanbul Teknik Üniversitesi Vakfına ve Fevzi Akkaya Temel Eğitim Vakfına bağışlamış, bu vakıflar aracılığıyla da burslar vererek bir çok şehit çocuğunun eğitim masraflarını üstlenmiştir.Cumhuriyet Tarihimizin ilk kadın inşaat mühendisi olan Gürayman 4 Ocak 2003 tarihinde 93 yaşında hayatını kaybetmiştir.
Hikayesini araştırırken çok gurur verici olduğunun farkına vardım. Umarım ki kadın mühendislerimizin önü daha da açılır ve çalışma hayatında olsun, okul hayatında olsun tam bir eşitlik sağlanır. Erkeklerin yaptığı her işi kadınların da layıkıyla hem de yokluk yıllarında başarıyla yapabildiğini hep beraber görmüş olduk. Sabiha Gürayman’a hem mühendislik başarılarından hem azminden hem de öncülüğünden tüm katkılarından ve kadın mühendislerimize ilham olmasından dolayı teşekkürü bir borç biliriz.