Pekin’de düzenlenen yarı maratonda robotlar da vardı. Ancak işler pek de planlandığı gibi gitmedi.
İnsanlarla Aynı Parkurda Değil, Ama Aynı Yarıştaydılar

Pekin’de geçtiğimiz günlerde gerçekleşen yarı maraton sadece insanlara sahne olmadı. Yarışta 21 adet insansı (humanoid) robot da koştu. Aslında koştu demek biraz iddialı olabilir. Yarışa katılan 12.000 insan atletiyle aynı alanda ama ayrı bir parkurda yer aldılar. Hedefleri, 21 kilometrelik parkuru tamamlamaktı. Ancak sadece altı tanesi bu hedefe ulaştı. Geri kalanı ya düştü, ya ısındı, ya da tüm sistemleri iflas etti.
En Hızlısı: Tiangong Ultra

Yarışı bitiren robotlar arasında en hızlısı “Tiangong Ultra” oldu. Çinli UBTech firmasının geliştirdiği bu robot, üç kez pil değiştirdikten ve bir kez yere kapaklandıktan sonra yarışı 2 saat 40 dakikada tamamladı. Bu süresiyle yarışa katılan insanlarla kıyaslandığında sonunculardan biri olmasına rağmen, “insan katılım ödülünü” hak edecek kadar iyi bir performans sergiledi.
Yarışın süresi insanlar için 3 saat 10 dakika ile sınırlandırılmıştı. Tiangong Ultra bu eşiği kıl payı geçti.
Dayanıklılık Testi: Yürüyor muyuz, Düşüyor muyuz?

Oregon Eyalet Üniversitesi’nden robotik profesörü Alan Fern, bu tür yarışların hızdan çok robot donanımlarının dayanıklılığını test ettiğini vurguluyor. Asıl başarı, bir robotu uzun süre çalışır durumda tutabilmek. Koşu esnasında yaşanan en büyük sorunlar düşmeler, motor ısınmaları ve batarya değişimleri oldu.
Bazı robotlar yarışın başında bile düzgün yürüyemedi. Huanhuan adlı robot, başı sallanarak birkaç dakika zar zor ilerleyebildi. Shennong adlı bir başka robot ise yarışın başında iki tur dönüp bir duvara çarparak hem kendini hem de insan operatörlerini yere serdi. Gerçekten acı vericiydi.
Bantla Çözüm: Duct Tape Mucizesi
Yarış sırasında pek çok robotun tamirinde vazgeçilmez çözüm: bant. Düşen kafalar bantla tekrar monte edildi, ayakkabılar bantla pedallara sabitlendi. Bazı robotların elleri ve kafaları yoktu — çünkü gereksiz parçalar hem ağırlık yapıyor hem de motor yükünü artırıyordu.
İşin ilginç yanı, her robotun yanında birkaç insan operatör koşuyordu. Kimi uzaktan komut veriyor, kimi robotu yönlendiriyor, kimi de engelleri temizliyordu. Bazı robotlar ise tasma benzeri kablolarla yönlendiriliyordu. Koşanlardan çok, aslında insanlar koşturuluyordu.
Eğlenceli Ama Ne Kadar Gerekli?

Evet, dans eden, takla atan robotlar ilgi çekiyor. Ancak bu tür gösterilerin gerçek dünya ihtiyaçlarıyla ne kadar örtüştüğü tartışmalı. Fern’e göre, önemli olan robotların gerçek görevleri, yani karmaşık ve değişken ortamlarda bağımsız çalışabilmeleri. Şovlar güzel ama sürdürülebilir değil.
Yarışta dikkat çeken bir başka nokta da robotların boyutlarıydı. En kısa robot sadece 74 cm, en uzun olan Tiangong Ultra ise 175 cm boyundaydı. Bazıları çocuk ayakkabıları giydi (tabii pedallara vidalanmış halde), bazıları ise dizlik taktı.
Gelişim Var Ama Yol Uzun
Yarı maraton yarışında robotlar belki bir atlet gibi performans sergileyemedi ama önemli bir şey başardılar: “Yürümeyi öğrendiler.” Daha beş yıl öncesine kadar iki ayak üzerinde yürütebilen robot sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu. Şimdi ise bu robotlar, düşe kalka da olsa 21 kilometreyi tamamlayabiliyorlar.
Bu yarış, insansı robotların ne kadar ilerlediğini değil, aslında nerelerde hâlâ çok geride olduklarını da gösterdi. Ama belki de bu eksikler, mühendislerin ilgisini daha fazla çekecek olan fırsatlara dönüşür.